Prof. Dr. Semih Halezeroğlu ile güvenilir ve ileri teknolojiyle tedavi.
Prof. Dr. Semih Halezeroğlu, Türkiye’nin önde gelen göğüs cerrahlarından biridir. Akciğer cerrahisi alanında uzmanlaşmış olup özellikle minimal invaziv cerrahi teknikleri (kapalı ameliyatlar , tek port VATS )konusunda oldukça tecrübelidir. Kendisi, Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı ve Acıbadem Maslak Hastanesi Göğüs Cerrahisi Klinik Direktörü olarak görev yapmaktadır.
Eğitim ve kariyerine bakıldığında, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra 1992’de göğüs cerrahisi uzmanı, 2001’de doçent ve 2008’de profesör unvanlarını almıştır. Avrupa Göğüs Cerrahisi Yeterlilik Sertifikası’na (The European Board of Thoracic and Cardiovascular Surgery) sahip olup, bu alandaki uluslararası standartları belirleyen isimlerden biridir. Aynı zamanda Avrupa Göğüs Cerrahları Derneği’nde (ESTS) başkanlık yapmıştır.
Prof. Halezeroğlu, akciğer kanseri başta olmak üzere akciğer kistleri, metastazlar, diyafram felci, pnömotoraks gibi göğüs hastalıklarının cerrahi tedavisinde etkin rol oynamaktadır. Tek Port VATS (Tek Port Video Destekli Torakoskopi) gibi yenilikçi yöntemlerle hastaların tedavi süreçlerini daha konforlu ve etkili hale getirmektedir.
Daha fazla bilgi almak veya iletişim kurmak isterseniz, Acıbadem Maslak Hastanesi’nde kendisine ulaşabilirsiniz.
Acıbadem Maslak Hastanesi Göğüs Cerrahisi Kliniğimizde akciğer kanseri başta olmak üzere bir çok farklı başarılı operasyon geçirmiş hastalarımızın farklı TV kanallarında yayınlanmış olan gerçek yaşam öykülerini aşağıdaki videolarda izleyebilirsiniz.
Evre’ akciğer kanserinin teşhis edildiği anda bulunduğu aşamayı ifade eder.
Akciğer kanserinin hangi evrede olduğunu tam olarak tespit etmek doğru tedaviye karar verebilmek açısından son derece önemlidir.
Birinci evre akciğer kanseri, kanserin en erken ve küçük boyutlarda olduğu evredir. Bu evrede tümör çapı küçüktür ve henüz lenf bezlerine ya da başka organlara yayılmamıştır.
Genellikle hastalarda herhangi bir belirti görülmez ve bu evre, çoğunlukla rutin check-up sırasında çekilen görüntülemelerle tespit edilir. Tümör boyutu 5 cm’den küçüktür ve yayılma belirtisi göstermez.
Bu durum, akciğer kanserinin en erken ve tedavi şansının en yüksek olduğu evresidir.
2.evre akciğer kanseri hastalarının çoğunda herhangi bir belirti görülmeyebilir. Ancak tümörün nefes borusunda tıkanıklık yapması, öksürük, kanlı balgam, tekrarlayan zatürre ve solunum yolu enfeksiyonlarına yol açabilir.
Bunun yanı sıra, hastalarda kanserle doğrudan ilişkili olmayan halsizlik, vücudun bazı bölgelerinde ağrılar ve ayaklarda şişlikler gibi belirtiler de görülebilir. Bu semptomlar genellikle hastalığın ilerleyen sürecinde ortaya çıkar.
Akciğer kanserinde üçüncü evre, tümör çapının 7 cm’den büyük olduğu bir evredir. Bu evrede, tümör ana bronşta tıkanıklık yaratabilir ve kalp zarı ya da kaburgalarda hasara yol açabilir.
Ayrıca, mediasten adı verilen akciğer dışındaki lenf bezlerine yayılma da görülür. Bu durum, kanserin çevre dokulara ve yapılar üzerine etkisini artırdığı bir evreyi ifade eder.
Üçüncü evre, hastalığın daha ileri bir aşamasını temsil eder ve tedavi süreci buna göre planlanır.
Akciğer kanserinin en ileri aşaması olan 4. evrede, kanser akciğerden vücudun diğer organ ve dokularına yayılmıştır. Bu yayılma (metastaz) genellikle kemik, beyin, böbrek üstü bezleri, karaciğer veya yumuşak dokularda görülür.
Metastatik kanser, hastalığın yayılma derecesine ve tutulan organlara bağlı olarak belirti ve komplikasyonlar oluşturabilir. Ayrıca, kanserin hücre yapısına göre uygulanacak tedavi yöntemleri de farklılık gösterir.
Bu evrede, tedavi genellikle yaşam kalitesini artırmayı ve hastalığı kontrol altında tutmayı hedefler.
Uzman Görüşüne mi İhtiyacınız Var?
Akciğer Kanseri Cerrahisi ile ilgili en çok merak edilen sorular ve cevapları
Erken dönemde, yani kanserin yeni ortaya çıkmaya başladığı ve çok küçük olduğu durumlarda, hastalarda herhangi bir yakınma olmayabilir. Yine de erken evredeki akciğer kanserli hastaların bazılarında kanserle doğrudan ilgisi olmayan yaygın eklem (dizler, el bileğin, omuz ve dirsek gibi) ve kas ağrıları, halsizlik, iştah azalması ve bazen de inatçı öksürükler ortaya çıkabilmektedir.
Belirti ve yakınmalar akciğer kanserlerinin ilerlemesi ile artmaya başlar. Yukarıdaki yakınmalara ilave olarak öksürüklerde belirginleşme, öksürükle karışık kan gelmesi, ses kısıklığı, zayıflama, şiddetli sırt, göğüs veya baş ağrısı ve nefes darlığı gibi yakınmalar ortaya çıkmaya başlar.
Erken evredeki bir akciğer kanserini teşhis etmenin en güvenilir yolu Dünya Sağlık Teşkilatının da önerdiği şekilde ‘akciğer kanseri gelişmesi açısından yüksek riskli olan kişilerin’ düzenli olarak her yıl bir kez düşük doz, tarama amaçlı bilgisayarlı tomografi çektirmesidir.
Artık bu soruya uzun yıllardır EVET! diye yanıt verebiliyoruz. Bugün hem teşhis yöntemlerinin yaygınlaşması ile akciğer kanserini erken teşhis edebilme olanağımız arttığı için hem de gelişen bir çok modern tedavi yöntemleri ile son derece yüksek başarılı sonuçlar alabiliyoruz.
Akciğer kanseri ameliyatlarının çok büyük bölümü erken evrelerde uygulandığı, günümüzde artık sık şekilde kapalı ameliyatlar uygulandığı için ve göğüs cerrahlarının tecrübeleri arttığı için riskler diğer her türlü ameliyata göre daha yüksek değildir.
Akciğer cerrahisi hakkında en son gelişmeleri, tedavi yöntemlerini ve uzman görüşlerini keşfedin. Sağlığınız için doğru bilgiye ulaşmanın en güvenilir adresi.