Sorular ve Yanıtları
Yazan: Prof. Dr. Semih Halezeroğlu
Akciğer kanseri ülkemizde ve tüm dünyada en sık görülen kanserlerden biridir. Hastalara teşhis sırasında birçok test uygulanır, filmler, bilgisayarlı tomografi, PET-BT çekilir ve gerekli ise bazı durumlarda bronkoskopi veya iğne ile biyopsi yapılır. Sonuç ameliyat gerektiren duruma geldiğinde hasta ve yakınlarında bu ameliyat ile ilgili birçok soru ortaya çıkar. Aşağıda bu sorulara yanıtları bulabilirsiniz.
Akciğer Kanseri Ameliyatı Hangi Hastalarda Uygulanır?
Erken evredeki akciğer kanserlerinde en etkili tedavi yöntemi ameliyatla tümörlü akciğer dokusunun çıkartılmasıdır. Akciğer kanserinde ameliyata uygun bulunmuş olmak önemli bir şanstır. Çünkü her akciğer kanserli hasta ameliyat için uygun değildir. Ameliyat ancak akciğer kanserinin erken evrelerinde fark edilmiş olduğunda uygulanan bir tedavi yöntemidir. Sadece yaklaşık olarak 5 akciğer kanserli hastadan 1 tanesi ameliyat edilebilir durumdadır. Ne yazık ki hastaların %80’i gibi oldukça büyük bölümünde akciğer kanseri ancak 3. ve 4. evrelerde tespit edilmiş olduğundan bu geç evrelerde ameliyatın hastaya belirgin bir yararı olmaz.
Akciğer kanserli hastalarda aşağıdaki 3 durumun da mevcut olması halinde ameliyat uygulanabilir:
1. Kanserin başka organlara yayılma (metastaz) yapmamış olması. Bu durum yapılan tetkikler, özellikle PET-BT ile tespit edilir. Kanserin sadece akciğerde olduğu, kemik, beyin, böbrek üstü bezi, karaciğer veya başka bir organda metastaz olmadığı durumlarda ameliyat uygulanabilir.
Akciğer kanseri 4 farklı evrede ortaya çıkar ve ameliyat sadece 1. ve 2. evrede (ve bazı 3. evrede) uygulanır.
2. Kanserin tamamının çıkartılabilir olması. Eğer kanser yakınındaki diğer yapıların (omurga, büyük damarlar, aort, yemek borusu veya kalp gibi) içerisine girmiş ise tam olarak çıkartılması mümkün olmayabilir. Bu durumda ameliyat uygulanmaz.
3. Hastanın kalp ve solunum fonksiyonlarının yeterli düzeyde olması. Bunu ortaya koymak için hastaya solunum testleri ve kalp incelemeleri yapılır. Yapılacak olan ameliyatla hastanın kanserli olan belli bir akciğer dokusu çıkartılacaktır. Eğer kalp ve solunum fonksiyonları yeterli düzeyde ise akciğer dokusunu çıkartılması mümkün olur.
Akciğer Kanseri Ameliyat Yöntemleri
Hem cerrahların tecrübelerinin artması hem de cerrahi teknolojik ekipmanların gelişmesi ile uzun yıllardır eskiden açık olarak gerçekleştirilen bir çok ameliyat artık kapalı yöntemle gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Aynı durum akciğer kanserleri için de geçerlidir.
Akciğer kanseri ameliyatlarında 2 seçenek vardır; açık veya kapalı ameliyat.
Açık Akciğer Kanseri Ameliyatı
Açık ameliyatlarda kanserin olduğu (sağ veya sol akciğer) tarafta kaburgalar arasındaki bölüm kesilerek açılır. Ekartör denilen bir cerrahi aletle bu alan genişletilir ve operasyon uygulanmaya başlanır.
Her ne kadar çoğu akciğer kanseri ameliyatını kapalı yöntemle gerçekleştirmek gerekiyor ise de bazı durumlarda (tümörün büyük olması, bazı komşu dokulardan dikkatli ayırma gereksinimi veya daha önce geçirilmiş akciğer ameliyatı olması gibi) kapalı ameliyat mümkün olmayabilir. Bu oran yaklaşık olarak %15’tir, yani hastaların %85’inde kapalı yöntem uygulanabilir.
Bu esnada bilinmesi gerekir ki, cerrahın kapalı operasyonlar konusundaki tecrübesi arttıkça kapalı ameliyat uygulama oranı da artar. Tecrübe ne kadar az olursa o zaman da açık ameliyat oranı yükselir.
Kapalı Akciğer Kanseri Ameliyatı
Bu ameliyatlar birkaç şekilde yapılabilir.
Torakoskopi, göğüs boşluğunun minimal invaziv bir yöntemle incelenmesini ve gerektiğinde cerrahi müdahalelerin yapılmasını sağlayan bir prosedürdür. Bu işlem, özellikle akciğer hastalıklarının teşhis ve tedavisinde sıkça kullanılır.
Nasıl Uygulanır
• Torakoskopi sırasında hastanın göğüs duvarında küçük bir kesik açılır
• Bu kesiden bir torakoskop (ışıklı kamera sistemi) ve gerekli cerrahi aletler göğüs boşluğuna yerleştirilir.
• Kamera sistemi , iç yapıları ekrana yansıtarak cerrahın detaylı bir şekilde çalışmasını sağlar.
• İşlem genellikle genel anestezi altında yapılır.
Kullanım Alanları
1. Teşhis Amaçlı:
• Akciğer nodüllerinin biyopsisi
• Plevral sıvının incelenmesi
• Akciğer zarındaki anomalilerin değerlendirilmesi
2. Tedavi Amaçlı:
• Akciğer kanseri cerrahisi
• Pnömotoraksın tedavisi
• Mediastinal tümörlerin çıkarılması
• Akciğer kistlerinin alınması
Avantajları
• Minimal İnvaziv: Açık cerrahiye göre daha az travmatik bir yöntemdir.
• Hızlı İyileşme: Hastalar genellikle işlemden birkaç gün sonra taburcu olabilir.
• Daha Az Ağrı: Küçük kesiler nedeniyle hastalar daha az postoperatif ağrı yaşar.
• Daha Az Komplikasyon: Enfeksiyon riski ve kanama oranları daha düşüktür.
Özel Yöntem: Tek Port Torakoskopi
Torakoskopide birden fazla kesi yerine yalnızca bir kesinin kullanıldığı bu teknik, daha az invaziv bir seçenektir. Hem hasta konforu hem de iyileşme süresi açısından önemli avantajlar sağlar.
Biz de ameliyatlarımızı en az invaziv işlem ve hasta konforunu düşünerek kliniğimizde Tek Port Vats işlemini uygulamaktayız .
Mevcut tüm uluslararası akciğer kanseri tedavi rehberleri akciğer kanserli hastalarda kapalı ameliyatının uygulanmasını önerir.
Ameliyatı çizimlerle anlatmak daha kolay olabilir. Aşağıdaki çizimleri bizim için Dr. Levent EFE gerçekleştirmiştir. Dr. EFE günümüzde dünyadaki en önemli tıbbi çizim üstadıdır.
Artık kanserli akciğer lobu vücuttan ayrılmıştır. Vücudun dışına çıkartılması için bu akciğer bölümü bir cerrahi torba (endobag) içerisine alınır ve yavaşça çekilerek hastadan uzaklaştırılmış olur.
Hem açık hem de kapalı akciğer kanseri ameliyatlarında kanserli akciğer dokusu dışarı alınmakla kalınmaz aynı zamanda 4 farklı bölgeden en az 10 adet lenf bezi de çıkartılır. Lenf bezlerini almanın sebebi kanserin buralara yayılma yapıp yapmadığını tespit etmek içindir. Eğer patoloji inceleme sonucu yayılma olduğu görülür ise hastaya ameliyattan sonra kemoterapi ve radyoterapi (ışın tedavisi) gerekli olabilir.
Akciğer Kanseri Ameliyatlarında Akciğerin Ne Kadarlık Bölümü Çıkartılır?
Akciğerlerimiz tek bir bütün halinde değil, ayrı parçalar şeklindedir. Sağ akciğerimiz 3 parça (lob), sol akciğerimiz ise 2 parça (lob) halindedir.
Lobektomi (akciğerin bir parçasının alınması)
Akciğer kanserinde tercih edilen operasyon şekli kanserli bir lobun çıkartılmasıdır (lobektomi). Hastaların büyük bölümünde ameliyat bu şekilde tamamlanır. Bu sağ akciğerde uygulanıyor ise sağ üst lobektomi, sağ orta lobektomi veya sağ alt lobektomi, sol akciğerde ise 2 lob olduğu için de sol üst lobektomi veya sol alt lobektomi şeklinde adlandırılır.
Bilobektomi (2 lobun birlikte çıkartılması)
Bu ameliyat, yani 2 akciğer lobunun çıkartılması sadece sağ akciğerde olabilir. Üst ve orta lob çıkarılıyor ise üst bilobektomi, alt ve orta lob çıkartılıyor ise buna da alt bilobektomi adı verilir. Soldaki 2 lobun çıkarılmasında tüm akciğer çıkartılmış olduğu için buna bilobektomi denilmez. Bunu aşağıdaki pnömonektomi ameliyatında tanımlıyoruz.
Pnömonektomi (iki akciğerden bir tanesinin alınması)
Akciğer kanserinde her ne kadar tercih edilen sadece lob veya lobların alınması ise de kanserin ana nefes borusu veya ana bir damar üzerine yerleşmiş olduğu durumlarda sağ veya sol akciğerin tamamının çıkartılması (pnömonektomi) da gerekli olabilir. Bu sağ pnömonektomi veya sol pnömonektomi şeklinde adlandırılır.
Segmentektomi
Segmentektomi denilen operasyonda ise bir lobun daha küçük bir bir bölümü (segmenti) çıkartılır. Bu genellikle solunum fonksiyonu kısıtlı olan hastalarda daha az akciğer dokusu çıkartılması sebebiyle tercih edilir.
Akciğer Kanseri Ameliyat Süresi
Bir ameliyatın süresi o ameliyatı gerçekleştiren cerrahi ekibin ve anestezi ekibinin o ameliyatı ne sıklıkla gerçekleştirdiği ile yakından ilgilidr. Bir ameliyatı uzun yıllardır uygulayan bir ekip ile daha az sıklıkta gerçekleştiren ekiplerin süreleri arasında belirgin farklılık vardır. İlave olarak, bazı akciğer kanserleri diğerlerinden daha büyük, yerleşim yeri itibariyle daha fazla zorlukları olabilir, ya da hastanın daha evvel geçirmiş olduğu başka akciğer hastalıkları (verem, zatürre, plörezi gibi) ameliyat süresini uzatabilir. Açık ameliyatlarda göğüs boşluğunu açmak ve sonra da kapamak gibi kapalı ameliyatlarda olmayan bir süre ilave vardır. Bu nedenle açık akciğer ameliyatları kapalı ameliyatlara göre daha uzun sürer.
Ameliyat süresi denildiğinde bu sadece ameliyata başladığınız andan itibaren değil, anestezi işlemlerine başlandığı andan itibaren ölçülür. Akciğer kanseri ameliyatlarında anestezi işlemleri kısa değildir. Bu süre 30-45 dakika arasında değişir.
Ekibimizin açık akciğer kanseri operasyon süresi 90 dakika, kapalı operasyonlarda ise 60 dakikadır. Özetle hastanın anestezi işlemi başlanıp, ameliyatın uygulanması ve sonrasında uyandırılması işlemleri süresi yaklaşık olarak iki saat ile iki buçuk saat arasında değişmektedir.
Dren – Göğüs Tüpü
Ameliyat sonunda hastaya bir göğüs tüpü-dreni takılır. Bu dren, akciğerde hava kaçağı olmadığı ve günlük gelen sıvı miktarı 250 cc’nin altına indiğinde çekilir. Bu çekilme işlemi ağrılı değildir. Dren çekilmesi ameliyattan sonra 1-4. günler arasında olur. Bazı durumlarda hava kaçağı devam edebilir ve dreni birkaç gün çıkartmak mümkün olmayabilir.
Ameliyat Ekibi
Ameliyat kıdemli göğüs cerrahı tarafından gerçekleştirilir. Yardımcılığında 1 veya 2 uzman göğüs cerrahı ve bir veya 2 hemşire bulunur. Ayrıca bir anestezi uzmanı ve bir veya 2 anestezi teknikeri görev alır.
Ekibin uzun süre bir arada çalışıyor olması bir ameliyatın başarısı için çok önemlidir.
Akciğer Kanseri Ameliyatının Riskleri
Akciğer kanseri ameliyatı riskleri yıllar içerisinde belirgin şekilde azalmıştır. Bununla birlikte, diğer tüm cerrahi işlemlerde olduğu gibi akciğer kanseri ameliyatı ve sonrasında riskler mevcuttur. Önemli olan bu risklerin önceden bilinmesi ve önlemlerin alınmasıdır. Örneğin, solunumu yeterli olmayan veya belirgin kalp hastalığı olan yüksek risk grubundaki hastalar ameliyat öncesi tespit edilerek oluşabilecek gereksiz riskler önlenir.
Kapalı (VATS) akciğer kanseri ameliyatlarında riskler açık ameliyata göre daha düşüktür.
Aşağıda belirtilen komplikasyonlar hastaların yaklaşık %15’inde ortaya çıkar.
- Ameliyat sırasında kanama
- Ameliyat sonrası enfeksiyon
- Solunum yetmezliği
- Beyin veya kalp damarı tıkanması (emboli)
- Uzun süre yoğun bakım tedavisi gerekliliği
- Şilotoraks (lenf sıvısının göğüs boşluğuna akması)
- Göz kapağında düşme
- Ses kısıklığı
- Uzun süre dren kalması
- Ağrı
- Diğer
Akciğer Kanseri Ameliyatlarında Hayati Riskler
Bir diğer çok önemli konu ameliyat sırasında veya sonrasında hayati riskin yani vefat oranının ne olduğudur. Bu oran, hastanın ameliyata alındığı günden itibaren 30 gün içerisinde oluşabilecek vefat oranı olarak ölçülür. Akciğer kanserinde lobektomi operasyonu için 30 günlük vefat oranı binde 8 ile yüzde 1,5 arasında değişir. Bu değişim hem tıbbi donanım, tecrübe gibi durumlara, hem de hastanın ek hastalıkları (kalp, şeker, tanisyon gibi) olup olmamasına bağlıdır.
Pnömonektomi dediğimiz bir akciğerin tamamının çıkartıldığı operasyonlarda 30 günlük mortalite (vefat) ise sağ akciğer için %7, sol akciğer için %5 seviyesindedir. Bu nedenle pnömonektomi yapılması öngörülen durumlarda hastaların kalp ve solunum fonkisyonlarının lobektomi olacak hastalara göre çok daha ayrıntılı incelenmesi gerekir.
Ameliyat Sonrası Yoğun Bakım Gerekli mi?
Lobektomi uygulanan hastalarda son yıllarda yoğun bakım gerekliliği çok azalmıştır. Biz de buna uygun şekilde sadece ilave kalp hastalığı olan hastaları veya bir akciğerin tamamının alındığı durumlarda hastalarımız 1 gece yoğun bakıma almaktayız. Bunun dışında normal servis takipleri yapılmaktadır.
Ameliyat Sonrası Hastanede Kaç Gün Kalınır?
Kapalı ameliyatlardan sonra ortalama hastane kalış süresi 3 veya 4 gün açık ameliyatlardan sonra ise 5 gündür. Akciğerin tamamının alınması halinde hastanede kalış süresi ortalama 6 gündür.
Ameliyat Sonrası Normal Yaşantıya Ne Zaman Dönülür?
Kapalı ameliyat uygulanan hastalarda hastaneden çıktıktan 1 hafta sonra normal yaşantıya dönülebilir. Açık ameliyatlardan sonra bu süre yaklaşık 3 haftadır.
Ameliyat Sonrası İlaç Tedavisi (Kemoterapi) veya Işın Tedavisi (Radyoterapi) Gerekir mi?
Patoloji incelemesi sonucunda tümör çapının 5 cm’den büyük olduğu durumlarda veya lenf bezlerinde yayılma olduğu durumlarda bu tedaviler gerekli olur. Tümör çapı 5 cm’den küçük ve lenf bezlerinin patoloji incelemesinde yayılma görülmemiş ise ameliyat sonrası tedavi gerekli olmaz.
Aşağıdaki videolarda akciğer kanseri nedeniyle operasyon uygulanan hastalarımızın gerçek yaşam öykülerini izleyebilirsiniz.
Video:1 Sırt Ağrısı İle Ortaya Çıkan Tümör Nedeniyle Kapalı Operasyon
Video2: Önce Kemoterapi ve Radyoterapi Sonra Kapalı Ameliyat